Alay Arabası Nedir? Ne Demek? Hakkında Kısaca Bilgi

Alay Arabası nedir? ne nemek? hakkında kısaca bilgi

Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Alay Arabası

Alaylarda padişahların bindikleri arabaya verilen addı. Buna "saltanat arabası" da denirdi. Avrupalılarca "Lando" adı verilen araba nevindendi. Muhteşem olan arabayı, ihtişamı bir kat daha arttıran atlar çekerdi. Seyisler de ihtişamlı, sırmalı giysiler giyerlerdi.

Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü (466)


Bilgiyi Paylaşın: tweet facebook
Alay Arabası terimi hakkında yorum yazabilirsiniz.
Alay Arabası terimi hakkındaki yorumlar

Alay Arabası hakkında henüz yorum yazılmamış. Üstteki formu kullanarak ilk yorumu yazabilirsiniz.

Alay Arabası ile ilgili benzer terimler:

Alaca Bayrak: Yeniçerilerin süvari kısmını teşkil eden ve "ebna-i sipahiyan" ismini alan altı bölükten dördüne ayrıca verilen isimdi. Bu dört bölük "ulûfeciyan-ı yemin (yeminli ulûfeciler), ulûfeciyan-ı yesar (varlıklı ulûfeciler), gureba-i yemin (yeminli gurbetler), gureba-i yesar (varlıklı gurbetler)" bölükleriydi. Bu dört bölüğün ilk iki bölüğü "orta", son iki bölüğü "aşağı" ismini taşırdı. Bu bölüklere, aynı manaya gelen "bölükât-ı erbaa" da denirdi.

Alaca: Fes rengi ve lacivert zemin üzerinde sarı çizgiler olan bir çeşit pamuklu kumaşın adıdır. Anadolu'nun birçok taraflarında dokunurdu. En çok rağbet göreni Erzincan Alacası idi. Bu kumaştan, eskiden İstanbul'da kadınlar iç astarlı pantolon yaparlardı. Sonraları halayıklara bu kumaştan pantolon yapılır oldu. Bu kumaş en çok Anadolu'da kullanılırdı. Çok dayanıklıydı, erkelere mintan, kadınlara şalvar ve entari yapılırdı. Şam Alacası ipekle dokunduğundan, bu kumaş daha pahalı idi ve daha zengin kadınlar ve beyler tarafından kullanılmaktaydı.

Alabanda: Geminin omurgasından küpeştesine kadar olan yanlarının hattından yukarı bulunan kısmın iç yüzüne verilen isimdi. Dış yüzüne "borda" denilirdi.

Akkâse: Yazmalarda, kâğıdın kenarı ve orta kısmı, hem ahengi hem de düzeni sağlamak için ayrı ayrı renklerle boyanırdı. İşte, kâğıdın hem kenarlarının hem ortasının ayrı ayrı boyanması işleminden geçerek yazılmış kitaplara "Akkâse" denirdi.