Altlık Nedir? Ne Demek? Hakkında Kısaca Bilgi

Altlık nedir? ne nemek? hakkında kısaca bilgi

Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Altlık

1- Hattatlar, ressamlar ve müzehhiplerin yazdıkları ve yapacakları işlerinde altında bir karton veya mukavva gibi kullanılır. Bunun sureti mahsusada yapılmış ve itinâlı olanları vardır. Yumuşak olması için bir çok kâğıtlar konur ve dört kenarından yapıştırılır. Üst ve altına nakışlı ve yazılı bazan resimli ve çıkmaması için verniklenmiş süslü kâğıtlar konmuştur.

2- Hattatların, yazı yazarken kâğıtlarını üzerine koydukları destek. Birçok kâğıt üst üste konur, alt ve üstüne tıraş edilmiş meşin, renkli kâğıt veya ebru yapıştırılarak altlık elde edilirdi. Yumuşak ve sünger kâğıdına benzeyen ara kâğıtlar yapıştırılmaz, dört ucundan tıraş edilerek hepsi birden meşinle tutturulurdu. Ara kâğıtlar 4-5 mm kalınlıkta olana kadar üst üste konmalıdır. Üst ortası çiçekli veya manzaralı olan altlıklar da vardır. Bunlar zamanın meşhur mücellit, müzehhip ve ressamlarına yaptırılırdı. Meşhur mücellitler altlıklarına imza da koyarlardı. Edirne işi bir altlıkta 1138 H./1769 M. tarihiyle «Mehmed Vehbi" imzası görülmüştür. Ayrıca, Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver'in notlarında, yazarken kâğıt kaymasın ve el kâğıdı kirletmesin diye üste katlanan bir kısmı da bulunan altlıklar olduğu belirtilmiştir.

Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü (1039)


Bilgiyi Paylaşın: tweet facebook
Altlık terimi hakkında yorum yazabilirsiniz.
Altlık terimi hakkındaki yorumlar

Altlık hakkında henüz yorum yazılmamış. Üstteki formu kullanarak ilk yorumu yazabilirsiniz.

Altlık ile ilgili benzer terimler:

Aher (Ahar): Kâğıt terbiyesine verilen isimdir.
Şap ve yumurta beyazının karışımından oluşan bir alaşım.
Nişasta, yumurta akı, nişadır, kitre, zamk-ı Arabi, üstübeç, beyaz şap, balık tutkalı, un, hatmi çiçeği, taze gül yaprağı, pirinç gibi maddelerden, yapılan ve ham kâğıtların terbiyesinde kullanılan sıvı. Bu maddeler tek tek veya karışık olarak kullanılır.

Kâğıt iki şekilde aharlanır :

1 - Ahar yapılacak madde sıcak suda eritilir, kıvamınca karıştırılıp kâğıt buna daldırılır.

2- Sünger veya pamukla ahar kâğıdın üstüne sürülüp kurutulur. Bir kat ahar sürülmüşse tek aharlı; iki veya daha fazla sürülmüşse çift aharlı denir, buna kısaltılarak çiftâli de denilmiştir. Ahar kâğıda iki üç defadan fazla sürülmemelidir, aksi hâlde zamanla çatlar. Ayrıca kâğıda ahar sürüldükten sonra, bir hafta geçmeden kâğıtları mührelemek lâzımdır.

Yazıların çeşitlerine göre aharın cinsi değişir. Yalnız bir tarafına yazı yazılacak kâğıtlara (levha) kalın ahar; kitap yapraklarının iki tarafına ince ahar yapılırdı. Kâğıdın cinsine göre birkaç kat sürüldüğü de olurdu. Meşk kâğıtlarına kolaylık olsun diye kalın ahar sürülmüştür. Âhar ve mührelenmiş kâğıtlar, zamana, rutubet, küf ve kitap kurtlarına karşı daha dayanıklıdır.

Eskiden en güzel aharlar İstanbul'da yapılmıştır. Beyazıt semtinde, eski Askerî Tıbbiye karşısında aharlanmış, mührelenmiş kâğıtların satıldığı eski kitaplarda kayıtlıdır. Ayrıca hattatların kendi kâğıtlarını aharladıkları da bilinmektedir.

Aharlanmış kâğıt mürekkebi emmediği için, yanlış yazıldığında ıslatarak silmek mümkündür. Hattatlar ellerini tükürükleyerek veya yalayarak yanlışlarını düzelttiklerinden «mürekkep yalamak» deyimi ortaya çıkmıştır.

Acem San'atkâr: Türkiye'ye hariçten gelmiş sanatkâra ıtlak olunur. Arabın gayri mânası gelirse de bizde şark tarafında bulunan milletlere Acem denmiştir. Bunlara Asya Türkleri de dahildir. Bu tâbirden şimdi dünya yüzünde yalnız İranlılar kastedilmektedir.

Abadî: Eskiden kullanılan kâğıtlardan birinin adıdır. Hint âbâdîsi de denilirdi. Hindistan'da Devletâbâd şehrinde yapıldığı için bu adı almıştır. Sarımtırak renkli, güzel ve parlak bir kâğıttır. Kur'an ve murakkalarda kullanılırdı. Dut ağacı elyafından yapılan bu kâğıtların bir zamanlar Avrupa taklitleri görülmüştür; (Frenk âbâdîsi)

Bermucibi Rüzname: Topkapı Sarayının müstakil bir binada Nakış hanesine göre kadrosunun bildirdiği esaslar dahilinde mânasınadır. Nitekim eski ve kabiliyetli yeni ve müstaid olan sanatkâr ve namzetlerinin alacakları günlük ücretlerde de bir nispet vardır. Burada bu cihetin tasrih edildiği anlaşılmaktadır. (Muhasebe dairelerinde tutulan bu türlü defterlere sonrada îcâbına göre kasa defteri. Yevmiye defteri de denmiştir.)