Kalıp Baskısı Nedir? Ne Demek? Hakkında Kısaca Bilgi

Kalıp Baskısı nedir? ne nemek? hakkında kısaca bilgi

Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Kalıp Baskısı

Mücellitlerin kitap cildi erine bastıkları süsleme motiflerinin kalıpları üstüne baskı yapmak için kullandıkları âletin adı.

Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü (1039)


Bilgiyi Paylaşın: tweet facebook
Kalıp Baskısı terimi hakkında yorum yazabilirsiniz.
Kalıp Baskısı terimi hakkındaki yorumlar

Kalıp Baskısı hakkında henüz yorum yazılmamış. Üstteki formu kullanarak ilk yorumu yazabilirsiniz.

Kalıp Baskısı ile ilgili benzer terimler:

Kalıp: 1- Hattatlar arasında cel'î yazıların müsveddelerine verilen ad. Kalıplar çeşitli şekillerde meydana getirilirdi. Bazı hattatlar sulu mürekkeple kaba kâğıtlar üzerine yazarlar ve sonra tashih ederlerdi. Bazıları ise garip usûller denemişlerdir: Recaî Mehmed Şâkir Efendi, kalıplarını makasın, iki ucunu açarak kâğıt üzerinde yürütmek suretiyle yazmış ve makasın iki ucunun bıraktığı çizgileri kalemle çizerek istediği kalıbı elde etmiş; Şefik Bey ise Beyazıt'ta bugün Üniversitenin dış kapısı üzerindeki «Daire-i Umur-ı Askeriyye» yazısını, iki kalemi birbirine bağlayarak, bir günde yazmış. Hattat kalıbı yaptıktan sonra sıra, istenilen yere geçirilmesine gelir, bunu da mücellit yapardı. En sık kullanılanı iğneleme usûlü idi.

2- Ciltçilikte motiflerin, deriye geçirilmesi işleminde kullanılan kalıplar. Önceleri bu iş için demir ve tahta kalıp kullanılırken, sonraları deriyi bozmaması için, sertleştirilmiş deri ve özellikle deve derisi kalıplar kullanılmıştır. Tıraş edilmiş deri parçaları kabartma olacak motifin büyüklüğünde kesilir, 3 cm kalınlığında oluncaya kadar çiriş denilen özel bir kola ile üst üste yapıştırılır. Kuruyunca tahta kadar sert bir blok hâline gelir. Bu, "muşta" denilen âletle dövülerek istenilen ölçüde inceltilir. Mücellit, çizdiği deseni bunun üzerine silker ve bir hakkâka verir; hakkâk, derinin üzerindeki kabartma olacak kısımları yeterince oyarak çukurlaştırır, böylece motif kalıbı elde edilmiş olur.

Kalemtıraş Kını: Kalemtıraşı saran, meşin veya ağaçtan yapılmış koruyucu, mahfaza.

Kalemtıraş Tığı: Kalemtıraşın madenî bıçak kısmı.

Kalemtıraş: Kamış yazı kalemlerini açmakta kullanılan uzunca saplı bıçak. Arapçası mibree'dir. Gezlik de denir. Yazı takımları arasında mutlaka kalemtıraş bulunur; sapları kemik, fildişi, sedef, öd ağacı, abanoz, akik, mercan, hünnap veya pelesenkten yapılırdı. Kalemtıraş tığı da denilen bıçakla sap arasında, çoğu zaman pirinçten yapılmış bir bilezik bulunur. Buna pırazvana denilir.

Altın ve gümüşten pırazvanası olan kalemtıraşlar da vardır. Kalemtıraşlar bıçaklarının şekillerine göre: hattatî, kâtibî, servî, küt, söğüt yaprağı, cam kırığı, izmarit; saplarının şekillerine göre; çelik sap, demirhindi; şirmaga (balık derisi kaplı), gümüş pırazvana, altın pırazvana gibi isimler alır. Bıçak üzerinde pırazvanaya yakın yerde çeşitli şekillerde oyulmuş imzalar ve süsleme vardır. Kalemtıraşçılar icazet almadan imza koyamazlardı. Bunlar peştamal kuşanırken, en yaşlı kalemtıraş üstadı kendilerine o güne kadar kullanılmamış isimlerden birini verirdi.

Kalemtıraşın çeşitleri vardır: Hâkk işinde kullanılan, kalemtıraşın adı mihfere, yalnızca kalemin, yarılması işinde kullanılanın adı ise mifrez'dir. Yanlışları kazımak için minik kalemtıraşlar da yapılır ve bunlar çoğu kez orta kalemtıraşların sapı içinde açılan boşluğa yerleştirilir; sapın alt ucundaki kapak açılarak çıkarılırdı. Bunlara yavru kalemtıraş denilirdi.

Kalemtıraşı, Osmanlılar İranlılardan almışlardır. Yavuz Sultan Selim'in İran'dan getirdiği ve ganimetlerin en kıymetlisi saydığı Tebriz sanatkârları arasında kalemtıraşçılar da vardı. Ancak Osmanlı kalemtıraşları da çok zarif ve mükemmeldir.