Yasama Sorumsuzluğu Nedir? Ne Demek? Hakkında Kısaca Bilgi

Yasama Sorumsuzluğu nedir? ne nemek? hakkında kısaca bilgi

Siyaset Terimi Olarak Yasama Sorumsuzluğu

TBMM üyelerinin Meclis çalışmalarında kullandıkları oylardan, sarf ettikleri sözlerden, açıkladıkları düşüncelerinden ve o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclis'çe aksi bir karar alınmadığı sürece bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulmamaları, hukuki ve cezai bir takibata maruz kalmamalarıdır.

Siyaset Terimleri Sözlüğü (122)


Parlamento (TBMM) Terimi Olarak Yasama Sorumsuzluğu

TBMM üyelerinin, Meclis çalışmalarında kullandıkları oylardan, sarf ettikleri sözlerden, açıkladıkları düşüncelerden ve o oturumdaki başkanlık divanının teklifi üzerine Meclisçe aksi bir karar alınmadığı sürece bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamamalarıdır. Kürsü dokunulmazlığı olarak da anılan yasama sorumsuzluğu, milletvekilliği sona erdikten sonra da devam eder.

Parlamento (TBMM) Terimleri Sözlüğü (280)


Bilgiyi Paylaşın: tweet facebook
Yasama Sorumsuzluğu terimi hakkında yorum yazabilirsiniz.
Yasama Sorumsuzluğu terimi hakkındaki yorumlar

Yasama Sorumsuzluğu hakkında henüz yorum yazılmamış. Üstteki formu kullanarak ilk yorumu yazabilirsiniz.

Yasama Sorumsuzluğu ile ilgili benzer terimler:

Yasama Dönemi: İki milletvekili genel seçimi arasındaki süredir. Bu süre, Anayasa gereği 4 yıldır. Seçimlerin yenilenmesi veya savaş sebebiyle geriye bırakılması hâllerinde bu süre değişir.

Yasama İşlemi: Yasama organının, yasama ve denetim görev ve yetkileriyle ilgili, belirli bir hukukî sonuç doğurmaya yönelik irade açıklamasıdır.

Yasama Yetkisinin Devredilmezliği: Başta kanun yapmak olmak üzere Anayasa’da sayılan yasamaya ilişkin yetkilerin Meclis tarafından başka bir organa verilememesi ve bizzat kendisi tarafından kullanılması zorunluluğudur. Bu genel kurala Anayasa’yla istisna getirilebilir.

Yasama Yetkisinin Genelliği: Kanunla düzenleme alanının konu itibarıyla sınırlandırılmamış olduğunu; yasama organının, Anayasa’ya aykırı olmamak şartıyla her konuyu, dilediği ölçüde ayrıntılı olarak kanunla düzenleyebileceğini ifade eden ilkedir.