Salâ Nedir? Ne Demek? Hakkında Kısaca Bilgi

Salâ nedir? ne nemek? hakkında kısaca bilgi

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi Olarak Salâ

1. Müslümanları bayram veya cuma namazına çağırmak, bazı yerlerde cenaze için kılınacak namazı haber vermek amacıyla minarelerde okunan dua.

2. Cuma, cenaze namazı vb zamanlarda minareden okunan salavat, dua.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü (1529)


Tasavvufi-Tasavvuf Terimi Olarak Sala

Arapça. Ezandan önce, özellikle Cum'a günleri, Hz. Muhammed (s)'i övmek maksadıyla okunan na'at. Bu bir Mevlevi tâbiridir. Mevleviler davet anlamında kullanırlar. Sebebi çağırana göre değişirdi. Somatçılık (Sofracılık) görevi yapan derviş (can) "sala" diye bağırırsa bu "yemek hazır, buyurun" anlamına gelirdi. Kandilci olan derviş "sala" diye bağırsa, bu, "camiye, namaza buyurun" demekti. Zikir töreninin icra edildiği mukabele günleri, dış meydancı her kapıyı vurur ve "mukabele olacak, tennurenizi giyin, hazır olun" manasında olmak üzere "Destur tennureye, sala yahu" diye bağırırdı. Sala, Mevlevî-hânenin ortasında yüksek bir sesle bağırılırdı.

Tasavvufi-Tasavvuf Terimleri Sözlüğü (98)


Bilgiyi Paylaşın: tweet facebook
Sala terimi hakkında yorum yazabilirsiniz.
Sala terimi hakkındaki yorumlar

Sala hakkında henüz yorum yazılmamış. Üstteki formu kullanarak ilk yorumu yazabilirsiniz.

Sala ile ilgili benzer terimler:

Murakabe: Arapça gözetlemek, korumak, kontrol etmek demektir. Allah'ı kalp ile düşünmek.
Allah'ın, her zaman, her yerde hâzır ve nazır olup kendini görüp, işittiğini bilinç olarak yaşamak.

Mukabele: Arapça, karşılaşmak, biriyle karşı karşıya gelmek anlamındadır. Dervişler, zikir çekerken karşılıklı halka halinde otururlar. Bu şekilde karşılıklı oturmaları veya toplu halde şeyhin karşısında bulunmaları sebebiyle, zikr toplantısına mukabele denmiştir. Camide,
hafızın cemaati karşısına alıp Kur'an okumasına da mukabele denir.

Muhib: Arapça, seven demektir. Tasavvuf yolunu ve o yolda gidenleri seveni ifade eder. Tasavvuf yolunu seven, fakat o yola girmemiş kişiye muhib derler.

Rabıta: Arapça, bağlayan, rapteden demektir. Tasavvufi olarak, müridin zihnî planda, tefekkür ve hayal gücünü kullanarak mürşidiyle "beraberlik" halinde olmasını ifade eder. Ruhî terbiye için, bu mânâ beraberliğine ihtiyaç olduğu kaydedilir.